2 Aralık 2007 Pazar

Cevap Ver

Moralim bozulmalı mı söyle?
Sebebi ne yaşadıklarımın, daha doğrusu yaşayamadıklarımın
Çevremdeki boşluğun, gündüzün soğuk, gecenin ıssız sularının
Ellerimdeki resim fırçasının sadece renkleri silen işlevinin
Hayata bakınca kuşların hep bir ağızdan kargaya dönüşmesinin
Kaybettiklerini uğraşlarına rağmen yeniden elde edemeyişinin
Yıldızların aydınlattığı geceyi rol yapmadan seyredemeyişinin
İnsanlara kontrolsüz kelimeler söyleyip, gerçekten içerleyemeyişinin
Çocukluğu yaşamadan gençliği elden kaydırıp yitirmişliğin
Sözcüklerin düğümlenip kimseye anlam ifade etmeyişinin
Yalnızlıkla boğuştukça yalnızlığı dost edinmişliğin
Akan sularla hayatı akıntıya kaptırıp ucundan tutamayışın
İsyan etmekten geri duramadığın, içinde yankılanan haykırışın
Sonu gelmez doruklara sonu gelmez ümitlerle tırmanışın
Olanca gücünle dokunup yüreklere yine yalnız kalışın
İçtiğin suyu zehir, yediğin yemeği düğüm varsayışın
Yeni bir ümitle çıkıp yola yeni yürekler arayışın
Bir yılan gibi derini değiştirip her seferinde başa sarışın
Anlayamadığın ama ellerinin kelepçeyle bağlandığı bu yarışın
Vitraydan kalpleri buza çevirmeden içinde tuttuğun söylenmemişliklerin
Kafaya takmadan hayalleri, kâğıtları buruşturmadan sevmişliklerin
Yardımcı olmayan seslerin vurduğu kötekle işitilmişliklerin
Hasret yangınlarını körükleyen fırtınasız şimşeklerin
Oluk oluk akan ama yüreği kirleten berrak suyun
Her seferinde seni kandıran sahte, ikiyüzlü avuntunun
Kimsenin görmediği içindeki ağaçları kökünden söken korkunçluğun
Masumken bile yana yana, alev alev hissedilmişliği suçluluğun
İçine atılmışlığın, saklanmışlığın, silikleşmişliğin,
Gün geçtikçe yollarına serilip hayatına döşek atan ürkekliğin
Dertlerle bozulmuş, sövmelerle ezilmiş, bozuk kişiliğin
Hayatı beze sarıp aldatmak için oynanmış deliliğin
Geceler boyu sızlanıp derin kuyularda fark edilmemişliğin
Kötülük barındırmayan ruhun lanetlenmesi, bir de sevilmemişliğin
Eski yüzünde gülücüklerinin yerine gelen acımasız gözyaşlarının
Temkinli ilerleyen ama faturayı hep sana kesen yaşam sayaçlarının
Sığınılacak sanılıp ateş edilen gri bayraklı düşman limanlarının
Bulunduğu zannedilip bitirilen, bir anda silinen aşk muhtaçlarının
Kalbe sıkıştırılmış, kenarında beklenen dağ yamaçlarının
İnsanların inadıyla beslenen bilinçsiz kötü amaçlarının
Kıymet bilmezliği kadr-i sefaya tahammülsüz gözü açların
Katılaşmış sandığım ama hareketi bitmeyen
Yine yanar sandığım ama dumanı tütmeyen
Saflığın meyanından fırsatları gözetmeyen
Parası var ama içi boş, düdüğü ötmeyen yüreğimin
Bu da geçer diye katlanılan dermansız hayat süreğinin
Etkisi artık kalmadı bu grileşmiş yüz, sıcaklığı unutmuş eller, çarpmayı bırakmış kalp üzerinde
Umutsuzluk karamsarlığı alarak yeniden konuşlandı bu zavallı çaresiz yüreğimde
Söyle haydi söyle, çekinme, moralim bozulmalı mı sence?

Aytaç Özkürük
01.12.2007
02:16

Hiç yorum yok: