Ölürüm de dönmem senden
Gözlerimi alan görkemin
Kalbimi çalan kalbinden.
Bir an olsun çekmem bakışlarımı bakışlarından
Beni yakartan aşkın
Beni benden alan tutkundan.
Nöbet tutarım gerekirse günlerce aşkımızın kapısında
Girmesin diye tek bir gözyaşı ya da bir buğu
Bana araladığın hayat kapından.
Aytaç Özkütük
27.05.2009
19.52
Ankara
27 Mayıs 2009 Çarşamba
Seni Sevdiğimi Söylemek
Seni sevdiğimi söylemek
Bulutlarla dans etmek gibi bir şey
Sevinçten gökyüzünü kucaklayıp
Her inişte nazlıca süzülmek
Seni sevdiğimi söylemek
Bulutların gözyaşlarını silmek gibi bir şey
Yağmur her yağdığında
İç çekip üzülmek
Seni sevmek diğer yandan
Kanatlarımı çırpıp çırpıp semada
Yolumu şaşırıp heyecandan
Rotamı sen belirlemek bekada
Aytaç Özkütük
27.05.2009
19.45
Ankara
Bulutlarla dans etmek gibi bir şey
Sevinçten gökyüzünü kucaklayıp
Her inişte nazlıca süzülmek
Seni sevdiğimi söylemek
Bulutların gözyaşlarını silmek gibi bir şey
Yağmur her yağdığında
İç çekip üzülmek
Seni sevmek diğer yandan
Kanatlarımı çırpıp çırpıp semada
Yolumu şaşırıp heyecandan
Rotamı sen belirlemek bekada
Aytaç Özkütük
27.05.2009
19.45
Ankara
Zerrecik
Ellerim ellerine kilitlenirse
Boynu bükük kalır her kelepçe
Sevda birleştirirse kollarını boynumda
Yürek tutkun olur ya mahkum ya da esirse
İncinirse bir tek zerreciğin
Kuşlar yağmur yağdırır bebeğim
Hedefi olursan amanların yokluğumda
Ölürüm uğruna bir sözle söyleyeceğin
Gözlerim sevgilim değerse gözlerine
Meşk ederlerse gölgesinde geçmişin
Dinerse acılar yüreklere atfedercesine
Kuşlar getirir haberini emsalsiz sevgimizin
Aytaç Özkütük
18.05.2009
21.35
Ankara
Boynu bükük kalır her kelepçe
Sevda birleştirirse kollarını boynumda
Yürek tutkun olur ya mahkum ya da esirse
İncinirse bir tek zerreciğin
Kuşlar yağmur yağdırır bebeğim
Hedefi olursan amanların yokluğumda
Ölürüm uğruna bir sözle söyleyeceğin
Gözlerim sevgilim değerse gözlerine
Meşk ederlerse gölgesinde geçmişin
Dinerse acılar yüreklere atfedercesine
Kuşlar getirir haberini emsalsiz sevgimizin
Aytaç Özkütük
18.05.2009
21.35
Ankara
Terk Ediş
Kapattım gözlerimi benliğimi düşünürken derinlemesine
Dengelerimi oturtmaya çalıştım
Fırsat vermedim hayatın son sözü söylemesine
İşittim duymak istemediklerimi
Yumdum gözlerimi görmek istemediklerim için
Sustum, izin vermemek için üzülmesine
Sıkı sıkı tuttum ağzımı korkularımdan kaçarcasına
Tartmaya çalıştım özlemlerimi
Unuttum her şeyi eski defterleri yakarcasına
Hissettim bilmek istemediklerimi
Susturdum yüreğimi söylemek istemediklerim için
Sildim gözyaşlarımı hastalığı üzerimden atarcasına
Bağladım ellerimi ayaklarımı
Yemin ettim dönmemeye
Örttüm tüm eski hayatlarımı
Örtbas etmeye çalıştıkça hoyratlığımı
Söz veremedim uğrunda ölmemeye
Gün geçtikçe tıkanıyor oluklarım
Kimisine gözyaşı doluyor, kuruyor
Kimisi kirli hatıralarla dolup taşıyor
Açmaya çalışıyorum önünü hayatın
Gördükçe, yaşadıkça, hissettikçe
Durmuyor yüreğim, daha bir hızlı atıyor
İçimdeki iyilikleri tükettikçe
Çaresizliğiyle yanarken yetinmezliğimin
Kavrayamıyorum hangisi olduğunu gerçekliğin
Hesaplaşmaları bir kenara bırakıp kapandıkça içime
Keyfini çıkardıkça başkaları görünmezliğin
Kandırılmayı bir türlü sindiremiyorum içime
İstemiyorum görmek, duymak, hatta hissetmek
Ne kadar büyük bir erdem olsa da affetmek
Hatırladıkça içimi yakanları
Hissettikçe aşk ateşinin korunu, parlaklığını
Vazgeçemesem de anmaktan bende iz bıraktığını
Son çare olup çıkıyor karşıma terk etmek
Aytaç Özkütük
16.05.2009
13.20
Dengelerimi oturtmaya çalıştım
Fırsat vermedim hayatın son sözü söylemesine
İşittim duymak istemediklerimi
Yumdum gözlerimi görmek istemediklerim için
Sustum, izin vermemek için üzülmesine
Sıkı sıkı tuttum ağzımı korkularımdan kaçarcasına
Tartmaya çalıştım özlemlerimi
Unuttum her şeyi eski defterleri yakarcasına
Hissettim bilmek istemediklerimi
Susturdum yüreğimi söylemek istemediklerim için
Sildim gözyaşlarımı hastalığı üzerimden atarcasına
Bağladım ellerimi ayaklarımı
Yemin ettim dönmemeye
Örttüm tüm eski hayatlarımı
Örtbas etmeye çalıştıkça hoyratlığımı
Söz veremedim uğrunda ölmemeye
Gün geçtikçe tıkanıyor oluklarım
Kimisine gözyaşı doluyor, kuruyor
Kimisi kirli hatıralarla dolup taşıyor
Açmaya çalışıyorum önünü hayatın
Gördükçe, yaşadıkça, hissettikçe
Durmuyor yüreğim, daha bir hızlı atıyor
İçimdeki iyilikleri tükettikçe
Çaresizliğiyle yanarken yetinmezliğimin
Kavrayamıyorum hangisi olduğunu gerçekliğin
Hesaplaşmaları bir kenara bırakıp kapandıkça içime
Keyfini çıkardıkça başkaları görünmezliğin
Kandırılmayı bir türlü sindiremiyorum içime
İstemiyorum görmek, duymak, hatta hissetmek
Ne kadar büyük bir erdem olsa da affetmek
Hatırladıkça içimi yakanları
Hissettikçe aşk ateşinin korunu, parlaklığını
Vazgeçemesem de anmaktan bende iz bıraktığını
Son çare olup çıkıyor karşıma terk etmek
Aytaç Özkütük
16.05.2009
13.20
Karmaşık
Derin / yerin / kötülüklerin
Yel / yangın / sel
Deniz / rüzgâr / olsa da
Ruhunda / umurunda / burnunda
Tütse de / değil / boşlukta
Işıktan uzak inlerin
Aytaç Özkütük
11.05.2009
19.00
Yel / yangın / sel
Deniz / rüzgâr / olsa da
Ruhunda / umurunda / burnunda
Tütse de / değil / boşlukta
Işıktan uzak inlerin
Aytaç Özkütük
11.05.2009
19.00
Güzbahar
Yıllar geçmiş gibi yapraklardan bir tortu bile kalmamıştı yüzünü gördüğünde. Geçmişi aradığı her an yeni bir iz bırakırken yeni bir kuyu açarken yüreğinde, geleceğe olan güvensizliğinin verdiği iç burukluğuyla yeniden sımsıkı tutmuştu ellerini. Gözlerine baktığında hala geçmişin alevlerini hissedebiliyordu teninde. O sıcaklığı, o yangını unutması mümkün müydü? Değildi elbette. Oysa daha bu sabah aynanın karşısına geçtiğinde, "Her sabah yeni bir hayatın başlangıcı olacak," demişti kendi kendine. Şimdi karşısında gördüğü sonbahardan kalma son yaprak, birkaç dakikada yeniden yeşermişti yüreğinde. Sustular, uzun uzun baktılar birbirlerinin gözlerinin içine. Evet, bir tortu bile kalmamıştı o dökülen yapraktan ilk gördüğünde onu. Ama o gözbebekleri bir anda alevlendirmişti her sabah inkâr etmeye çalıştığı duyguyu.Elleri telefona gitti. O anı yaşamaktan kaçıyor gibiydi. Yeni bir dalgayla yeni bir kıyıya sürüklenmek de zor geliyordu. Anayoldan çıkıp tali yola girmek gibi bir şeydi bu onun için. Uzun bir duraksamadan sonra anladı kendinden kaçamayacağını ve içinde yavaşça yeniden dağlanan o alevden. Bir adım öne çıktı. Belliydi, bir şeyler söylemek istiyordu ama tıkanıyordu kelimeler kalbinde. Homurdanarak "Ben..." diye bir şeyler geveledi. Ama anlıyordu karşısındaki, peşinin gelmesini bekliyordu cümlesinin. Onun da cesareti kırılmıştı aradan geçen yalnızlık baharlarında. Korkuyordu bir adım geri gelmekten, yine eşiğinden dönmekten mutluluğun. Ovanın ortasına dikilen gölge ağacı gibi hissediyordu kendini. Biliyordu onu ondan çok seven olmadığını. Biliyordu ondan başkasının ona yaprak olamayacağını, kökünü başka toprağa salamayacağını. Diğeri devam etti cümlesine zorlanarak: "Ben, ben unutamadım." "Neyi, nasıl?" demesini bekledi ötekinin. Ama yüzünde donakalmış şaşkınlık ifadesinin konuşmasına izin vermediğini anladı. Yoksa o unutmuş muydu? Ya da o kavgalar mı geliyordu aklına? Onlardan mı korkuyordu, yüreğini bir cam gibi tuzla buz eden işitilmemişliklerden? Cesareti yoktu bir kez daha söylemeye duygularını. Biliyordu boş değildi yüreği karşısındakinin. Ama yaşamlarına koydukları virgül, noktalı virgüle dönüşmüştü uzun ayrılıklardan sonra. Yürekleri saniye kolu gibi kovalıyordu akreple yelkovanı. "Zaman dursa bile çarpmaya devam etse kırmızı oyuncaklarımız birbirimiz için," diye geçiriyordu ikisi de içinden. Bir daha söylemeye koyuldu aklından geçenleri. "Sus," dedi öteki, "Söyleme, biliyorum, ben de seni unutamadım." Sarılmak için yaklaştı, ellerini uzattı ama yüzündeki boş, şaşkın ifade henüz mutluluğa bırakmamıştı yerini. Baharlar önce bedeninden kopan dal şimdi iki dal olarak çıkmıştı karşısına. Ama gövdesi diğerini taşıyamayacak kadar yıpranmış, yorulmuştu. Sarılmaktan vazgeçti. Yukarı baktı gözyaşlarını avizenin kristallerinden süzülen ışıkların ardına saklamak için. Hemen toparladı kendini. "Ben de unutamadım beni bırakıp gitmeni. Tek parçamdın. Senin sayende kuşlar cıvıldıyordu üzerimde. Dalım sen olmasaydın hangi böcek beslerdi ki köklerimi? Ama sen kök olup yeni dallar vermeyi tercih ettin. Şimdiyse beni koskocaman ovada komşu ağacın yapmak istiyorsun ne yeni dallarından ne de benden vazgeçerek. Ama ben unutmadım ki bizim yaşadığımız ovada yalnızlık var, tek ağaç olmak, tek ağacın altına sığınmak var bedenimizdeki ve yüreğimizdeki ateşi söndürmek için. Sen yeni dallarını verdin. Benimse yapraklarım yeşermiyor artık baharda, köküm de kurudu yalnız başına. Yeni dal vermeye gücüm kalmadı. Senin getirdiğin dalları taşımaya da yüreğim elvermez. Unutmak istiyorum artık, kurutmak istiyorum içimde akan keder nehirlerini."Diğeri gözyaşlarını saklayabilecek kadar şanslı değildi. Tek cümle çıktı ağzından kaçıp uzaklaşmadan önce: "Kopardım diğer dallarımı çünkü unutamadım seni."
Ne hasretin dumanını tüttürecek kadardı cesareti
Ne bırakıp gidecek kadar güçsüzdü esareti
Ardına bakmadan giderken, kaçarken gözyaşları sel olup
Ümidini tüketiyordu, izlerken içinde yanıp sönen işareti
Ertesi sabah aynanın karşısına geçtiğinde, her sabahın aynı hayat olduğu gerçeğiyle tanıştı. Pişmandı, anlamıştı her tercihin aynı zamanda bir kaybediş olduğunu. Eli telefona gitti. Onu arayacaktı af dilemek için. Tam o sırada zilin sesiyle açtı gözlerini.
Aytaç Özkütük
11.05.2009
14.00
Ne hasretin dumanını tüttürecek kadardı cesareti
Ne bırakıp gidecek kadar güçsüzdü esareti
Ardına bakmadan giderken, kaçarken gözyaşları sel olup
Ümidini tüketiyordu, izlerken içinde yanıp sönen işareti
Ertesi sabah aynanın karşısına geçtiğinde, her sabahın aynı hayat olduğu gerçeğiyle tanıştı. Pişmandı, anlamıştı her tercihin aynı zamanda bir kaybediş olduğunu. Eli telefona gitti. Onu arayacaktı af dilemek için. Tam o sırada zilin sesiyle açtı gözlerini.
Aytaç Özkütük
11.05.2009
14.00
Çelişki
Yüksek tepeler atmış kendini
Alçaklarda ne verim kalmış ne ısı
Birileri anlatmaya çalıştıkça derdini
Çıkmaz olmuş yüreklerden aşk acısı
Soğuklar donmuş karlı dağlarda
Sıcakları alev almış, çıkmış yeni yangınlar
Birileri coşarken hırçın dalgalarla
Ufuk olmuş aşkın yamacındaki yakınlar
Siyahlar daha bir karartmış dünyayı
Beyazlar görkemle parlarken göz alıp
Birileri derinlerinde bulmuş sarayı
Kimileri ölürken aşk uğruna uzaklara dalıp
Aytaç Özkütük
30.04.2009
22.15
Alçaklarda ne verim kalmış ne ısı
Birileri anlatmaya çalıştıkça derdini
Çıkmaz olmuş yüreklerden aşk acısı
Soğuklar donmuş karlı dağlarda
Sıcakları alev almış, çıkmış yeni yangınlar
Birileri coşarken hırçın dalgalarla
Ufuk olmuş aşkın yamacındaki yakınlar
Siyahlar daha bir karartmış dünyayı
Beyazlar görkemle parlarken göz alıp
Birileri derinlerinde bulmuş sarayı
Kimileri ölürken aşk uğruna uzaklara dalıp
Aytaç Özkütük
30.04.2009
22.15
Salaklık
Bazen bir seyleri anlarsin.
Soylemek icin, terk etmek icin yeterli gucun yoktur.
Bazen goze alirsin riskleri umursamadan hislerini.
Aglayarak kacarsin ardina bakmadan, seni seven var veya yok hic tinmadan.
Aytac Ozkutuk
09.05.2009
13.15
Soylemek icin, terk etmek icin yeterli gucun yoktur.
Bazen goze alirsin riskleri umursamadan hislerini.
Aglayarak kacarsin ardina bakmadan, seni seven var veya yok hic tinmadan.
Aytac Ozkutuk
09.05.2009
13.15
Yazgı
Sustum
Uzun uzun anlatmaya kudretim kalmadı savaşlarımı
Bildim, bir şeyler vardı bildim hep, kendimle
Sustum
O diğerlerinden bir farkı olmayan yüreğim isyan etti bana
Belki de farklı olmadığını düşündüğüm için meydan okudu
Anladım, farklıydı besbelli, bir derdi vardı benimle
Yazdım
İçimden gelenler hayatımdan çıkıp gitmesin diye
Sanki hayattan çıkıp gitmek istemezmişçesine
Anlamaya çalıştım içerideki kalabalığı yazdıklarımdan
Okudum, sonsuzluğa mahkum edilmiş kederimle
Ağladım
Ne uğruna akıttığımı sonradan unuttuğum gözyaşlarıyla
Bir tebessüm kalsın istedim gözlerimdeki kırmızılığım
Ellerimi yüzüme götürdükçe silmek için yaşlarımı
Kendini daha bir fazla hissettirdi yalnızlığım
Bağırdım hıçkıra hıçkıra titreyerek son nefesimle
Yoruldum
Çekişmelerin gölgesinde yaşamak zorunda kaldığım hayattan
Kendime söz geçiremediğim yaşanmışlıklardan bir de
Aklımın ücra köşelerinde kalmış anıların etkisi,
Günahlarımın pençesinde kalmış duyguların tortusundan
En fazlası da yorulmaktan, yorgunluğumu atmaya çalışmaktan
Yoruldum
Hala bahçenin etrafına çevrilmiş bir çit gibi durabiliyorsam
Aşktandır, sevdadan ya da sevgiden
Sevdim
Kurtulsam keşke geri kalan tüm yazgıdan
Aytaç Özkütük
04.05.2009
20.28
Uzun uzun anlatmaya kudretim kalmadı savaşlarımı
Bildim, bir şeyler vardı bildim hep, kendimle
Sustum
O diğerlerinden bir farkı olmayan yüreğim isyan etti bana
Belki de farklı olmadığını düşündüğüm için meydan okudu
Anladım, farklıydı besbelli, bir derdi vardı benimle
Yazdım
İçimden gelenler hayatımdan çıkıp gitmesin diye
Sanki hayattan çıkıp gitmek istemezmişçesine
Anlamaya çalıştım içerideki kalabalığı yazdıklarımdan
Okudum, sonsuzluğa mahkum edilmiş kederimle
Ağladım
Ne uğruna akıttığımı sonradan unuttuğum gözyaşlarıyla
Bir tebessüm kalsın istedim gözlerimdeki kırmızılığım
Ellerimi yüzüme götürdükçe silmek için yaşlarımı
Kendini daha bir fazla hissettirdi yalnızlığım
Bağırdım hıçkıra hıçkıra titreyerek son nefesimle
Yoruldum
Çekişmelerin gölgesinde yaşamak zorunda kaldığım hayattan
Kendime söz geçiremediğim yaşanmışlıklardan bir de
Aklımın ücra köşelerinde kalmış anıların etkisi,
Günahlarımın pençesinde kalmış duyguların tortusundan
En fazlası da yorulmaktan, yorgunluğumu atmaya çalışmaktan
Yoruldum
Hala bahçenin etrafına çevrilmiş bir çit gibi durabiliyorsam
Aşktandır, sevdadan ya da sevgiden
Sevdim
Kurtulsam keşke geri kalan tüm yazgıdan
Aytaç Özkütük
04.05.2009
20.28
Söyleyecek Söz
Bırakın peşimi beni yoldan yola savuran deliliklerim
Görmeyin, görmesin gözlerim derde savruklarımı
Sarmaşık gibi tutunsa bana nefesine derman sevdiklerim
Bilmeyin, bilmesin hatıralarım geçmişe sorduklarımı
Bırakın peşimi beni ölümüne küllendiren şüphelerim
Duymayın, duymasın kulaklarım yürekte yıkılanları
Prangalasa beni yıllardır tutamadığım sözlerim
Sezmeyin, sezmesin duygularım içimde yankılananları
Aytaç Özkütük
27.04.2009
23.38
Görmeyin, görmesin gözlerim derde savruklarımı
Sarmaşık gibi tutunsa bana nefesine derman sevdiklerim
Bilmeyin, bilmesin hatıralarım geçmişe sorduklarımı
Bırakın peşimi beni ölümüne küllendiren şüphelerim
Duymayın, duymasın kulaklarım yürekte yıkılanları
Prangalasa beni yıllardır tutamadığım sözlerim
Sezmeyin, sezmesin duygularım içimde yankılananları
Aytaç Özkütük
27.04.2009
23.38
Aydınlık
Yıldızlar yağıyor aklımdan kalbimin kuytularına
Gözlerini ayın ihtişamına benzetiyorum parlarken
Sokak lambaları gibi yol oluyorsun karanlıklarıma
Heyecanım oluyorsun ışıldayan şimşekler çakarken
Hayır, sevgilim hayır, geceme aydınlık değilsin sen
Ne gece var artık ne karanlıklar
Kurumuş gözyaşlarımla ıssız yollar bulmaya çalışırken
Güneş oluyorsun doğuyorsun sabahlarıma
Yeni doğan sabaha başlayıp ellerinle ısınırken
Diniyor olmayan karanlıklar gibi yalnızlıklar
Hayır sevgilim, sen aydınlatmıyorsun, aydınlatamazsın
Işığın ta kendisisin süzüle süzüle huzmelerini birleştiren
Aydınlığın ta kendisinin bir yandan karanlığı unuttururken
Hayır sevgilim, hayır, Güneş’i kendine rakip tutamazsın
O her gün umursamazca bakıyor yukarıdan herkese
Oysa ne içim ısınıyor ne yolum açık sen yanımda yokken
Karanlığımı alıp parlatan sevgilim,
İçim, her şeyim, canım, biricik eşim,
Allı pullu aydınlıklarda gözüm yok
Loş bile olsa yanımda ol sen benim
Aytaç Özkütük
16.04.2009
20.16
Gözlerini ayın ihtişamına benzetiyorum parlarken
Sokak lambaları gibi yol oluyorsun karanlıklarıma
Heyecanım oluyorsun ışıldayan şimşekler çakarken
Hayır, sevgilim hayır, geceme aydınlık değilsin sen
Ne gece var artık ne karanlıklar
Kurumuş gözyaşlarımla ıssız yollar bulmaya çalışırken
Güneş oluyorsun doğuyorsun sabahlarıma
Yeni doğan sabaha başlayıp ellerinle ısınırken
Diniyor olmayan karanlıklar gibi yalnızlıklar
Hayır sevgilim, sen aydınlatmıyorsun, aydınlatamazsın
Işığın ta kendisisin süzüle süzüle huzmelerini birleştiren
Aydınlığın ta kendisinin bir yandan karanlığı unuttururken
Hayır sevgilim, hayır, Güneş’i kendine rakip tutamazsın
O her gün umursamazca bakıyor yukarıdan herkese
Oysa ne içim ısınıyor ne yolum açık sen yanımda yokken
Karanlığımı alıp parlatan sevgilim,
İçim, her şeyim, canım, biricik eşim,
Allı pullu aydınlıklarda gözüm yok
Loş bile olsa yanımda ol sen benim
Aytaç Özkütük
16.04.2009
20.16
Öykülüm
Nice üç aylara, nice yıllara...
Sevgiliye...
Başlamışız sevgilim, uzun öyküler oluşmuş yüreklerimizde.
Yaşadıklarımız bir bir çiçek açmış,
Ne sonunu önemsemişiz ne başını...
Çünkü sonu gelmeyecek bir fırtınaya yelken açmışız biz.
Ağlamışız sevgilim, dindirilmez hasretler açılmış gönüllerimizde.
Gözyaşlarımız bir bir meyve vermiş.
Çünkü ıssız bucaksız bir denizde dalgalanmışız biz.
Dayanmışız sevgilim, yoğun duygular kabarmış derinliklerimizde.
Duygularımız bir bir aşkı, sevgiyi büyütmüş.
Çünkü sonu gelmeyecek bir sevdada bağlanmışız biz birbirimize.
Ne sonunu önemsemişiz ne başını...
Çünkü sonsuzluğun ferini almışız aşkımızın sadakatinde.
Nice üç aylara, nice yıllara sevgilim...
Aytaç Özkütük
13.04.2009
11.10
Sevgiliye...
Başlamışız sevgilim, uzun öyküler oluşmuş yüreklerimizde.
Yaşadıklarımız bir bir çiçek açmış,
Ne sonunu önemsemişiz ne başını...
Çünkü sonu gelmeyecek bir fırtınaya yelken açmışız biz.
Ağlamışız sevgilim, dindirilmez hasretler açılmış gönüllerimizde.
Gözyaşlarımız bir bir meyve vermiş.
Çünkü ıssız bucaksız bir denizde dalgalanmışız biz.
Dayanmışız sevgilim, yoğun duygular kabarmış derinliklerimizde.
Duygularımız bir bir aşkı, sevgiyi büyütmüş.
Çünkü sonu gelmeyecek bir sevdada bağlanmışız biz birbirimize.
Ne sonunu önemsemişiz ne başını...
Çünkü sonsuzluğun ferini almışız aşkımızın sadakatinde.
Nice üç aylara, nice yıllara sevgilim...
Aytaç Özkütük
13.04.2009
11.10
Aşk Yaprakları
Bir hüzün hasreti sarınca özleyen ruhumu
Bir hazan servet bıraktı sarı yaprakları
Aldanmadım umursamadım sahte güruhu
Bir bahar keramet oldu tüketmeden aşkları
Aşk kimin uğruna olursa olsun, aşktır. Kimi zaman bir içim su olur gözlerde, kimi zaman olmazsa olmaz bir aştır. Seviyorsan eğer, kıymetini de biliyorsan ne sararmış yapraklar tutar seni ne de bahçenin etrafındaki dikenli teller. Esiyorsa başında, bir karış havada, yeller, umursamıyorsan varını yoğunu. Birsen, teksen, tek ruhta iki vücutsan eğer, terk eden bebek gibi olursun avluyu. Aşk, kimin uğruna olursa olsun aşktır. Aşıksan eğer, ki ben aşığım, dikenlerin batmasını göze alıp dalıyorsan bahçeye, unutma ki ne toprağı ezeceksin ne çiçekleri inciteceksin. Yanlarında durman bile cesaret verecek sana. Dokunamasan da, koklayamasan da sevdiğini sevildiğini bileceksin.
Aşk kimin uğruna olursa olsun aşktır. Ama bir tek senin uğruna olunca anlamı var benim için.
Aytaç Özkütük
10.04.2009
01.15
Bir hazan servet bıraktı sarı yaprakları
Aldanmadım umursamadım sahte güruhu
Bir bahar keramet oldu tüketmeden aşkları
Aşk kimin uğruna olursa olsun, aşktır. Kimi zaman bir içim su olur gözlerde, kimi zaman olmazsa olmaz bir aştır. Seviyorsan eğer, kıymetini de biliyorsan ne sararmış yapraklar tutar seni ne de bahçenin etrafındaki dikenli teller. Esiyorsa başında, bir karış havada, yeller, umursamıyorsan varını yoğunu. Birsen, teksen, tek ruhta iki vücutsan eğer, terk eden bebek gibi olursun avluyu. Aşk, kimin uğruna olursa olsun aşktır. Aşıksan eğer, ki ben aşığım, dikenlerin batmasını göze alıp dalıyorsan bahçeye, unutma ki ne toprağı ezeceksin ne çiçekleri inciteceksin. Yanlarında durman bile cesaret verecek sana. Dokunamasan da, koklayamasan da sevdiğini sevildiğini bileceksin.
Aşk kimin uğruna olursa olsun aşktır. Ama bir tek senin uğruna olunca anlamı var benim için.
Aytaç Özkütük
10.04.2009
01.15
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)