2 Aralık 2016 Cuma

Kelebek Kanatları

Sen bilmeyeceksin
Nasıl solduğunu
Kanatlarının kelebeklerin

Ve bilmeyeceksin
Yokluğunda sonsuzluğunu
Gecelerin

Seni götüren rüzgârın
Sokağımdan süpürdüklerinin
Bilmeyeceksin benim için
Ne kadar değerli olduğunu

Ve birkaç ay geçti diye sükut içinde
Zannederken seni unuttuğumu
Bir nefes bileceksin suskunluğumu

Oysa bir şeyi bilmeyeceksin
Nefessizliğimi, sensizliğimi
Ve yokluğunu

Dilerim bir gün sen de düşüneceksin
Bu acıyla dolduğunu yüreğinin
Ve solduğunda kanatları kelebeklerinin
Sen bu kadar sabredemeyeceksin
Eminim

Aytaç Özkütük
02.12.2016
23.04
Ankara

17 Kasım 2016 Perşembe

Anlamayacaksınız

Biliyorum anlamayacaksınız
Kanım hız sınırını aştı desem damarlarımda
Gözlerim gezintiye çıktı desem yağmur ormanlarında
Yüreğim kanat çırptı desem göç yollarında…
Çünkü ne anlarsınız siz
Aşk için acı çekmekten
Kurtulamazsınız kibirden, kinden, nefretten
Küçücük kalplerinizde biriktirdikleriniz
Hiçbiri değerli değil sevmekten
Oysa ne anlarsınız siz
Anlayamazsınız elbet
İşte sırf bu yüzden
Sizde kalsın bildikleriniz

Aytaç Özkütük
16.11.2016
23.45
Ankara

12 Kasım 2016 Cumartesi

Bulut

Bir buluttun
Bembeyaz
Ve bir umuttun
Yağmura hasretken yaz
Sonra bir rüzgâr olup
Yağamadan kurudun
Ve tüm umutları kuruttun
Ateşimi dindirecekken biraz
Sen yüreğimi soğuttun
Şimdi yansan bile nafile
Ve hatta Güneş olsan bile...
Yokluğunla üşüye üşüye
Sıcaklığını unuttum

Aytaç Özkütük
11.11.2016
23.36
Ankara

18 Ekim 2016 Salı

Özgürlüğüm

Kaç zincire esir düşmüşümdür kim bilir
Kaç sigarada duman
Kaç ateşte kül
Kaç yarada kan olmuşumdur
Kaç meltemde tayfuna dönüşmüşümdür
Kaç çölde meczup
Kaç suçta mahcup
Kaç aşkta mağlup olmuşumdur kim bilir
Ve kaç gönle beyhude üzülmüşümdür

Oysa sen başıma geldin geleli
Zincirim de yangınım da özgürlüğümdür
Meltem de tayfun da olsa esmeli
Çölde seraptan
Aşkta şaraptan kaçmalı
Yaram kanasa bile deli deli
Bir gonca gül sanıp açmalı
Çünkü sen başıma geldin geleli
Bana yalnız sevgin yetmeli

Aytaç Özkütük
18.10.2016
00.07
Ankara

17 Ekim 2016 Pazartesi

Ekim Geceleri

Soğuyor Ekim geceleri
Ama sen
Üç ay önceden
Temmuzdan
Dalındaki vişneden
Ve aklıma düştüğünden beri
Kurtuldum içimdeki buzdan

Soğuyor Ekim geceleri
Ama ben üşümüyorum
Çünkü yüreğim
Sen gittiğinden beri
Adeta bir yangın yeri
Yokluğundan

Soğuyor Ekim geceleri
Ve ben
Bir ateşböceği gibi
Ümidi kestim
Soluğumdan

Aytaç Özkütük
17.10.2016
00.51
Ankara

12 Ekim 2016 Çarşamba

İsimler

Sevgiler biriktirmek isterdim
Ama isimler biriktirdim yalnızca
Yanağımdan süzülen isimler...
Hararetle dilimden düşmezken
Sonunda gözümden düştüler

Tebessümler biriktirmek isterdim
Biten sevdalarımın ardından
Ya da kaliteli hüzünler en azından
Oysa ben isimler biriktirdim sadece
Gözyaşlarını çağrıştıran

İsimler biriktirdim
Her birinin renkliydi gözleri
Ve hepsi yalnız iki heceli
İsimler biriktirdim
Sevimli, sevimsiz, gizli, kisvesiz
Ve hepsi yüreğimden geçti geçeli
İzleri kaldı sevgisiz

Dostluklar biriktirmek isterdim
Bittiğinde tüm ilişkilerim
Ama isimler kaldı elimde nihayet
Şimdi o isimlere hissettiklerim
Sadece hissizlikten ibaret

Aytaç Özkütük
12.10.2016
01.39
Ankara

3 Ekim 2016 Pazartesi

Sana Yakın

Gözlerimi kapatıyorum diye
Uykuya dalıyorum sanma sakın
Başka aleme gidiyorum sadece
Sana yakın

Sabah sen döndüğünde
Ben de döneceğim peşinde
Gözlerimde bir damla
Haykıracağım aşkımı
Dünyaya

Sonra sen yine bir gece
Uykuya yenik düşünce
Ben de geleceğim gizlice

Ama gözlerimi kapatıyorum diye
Rüyaya dalıyorum sanma sakın
Sana koşuyorum sessizce
Akın akın

Aytaç Özkütük
03.10.2016
21.46
Ankara

Işık

Saat günbatımını geçmiş
Gölgeler günden güne karanlık
Gözlerime bir sızı yerleşmiş
Bir sen parlak, tüm dünya bulanık

Karanlığın ansızın çöktüğü yerde
Yüzün doğmuş geceleyin yüreğime
Emin olsam bile hemen öleceğime
Girmesin evime sensiz aydınlık

Öylesine bir ışık değil bu hissettiğim
Bu, kara deliğin dahi yutamadığı
Kör zindanların korkutamadığı
Kirli ellerin tutamadığı bir ışık
Öyle bir ışık ki bu
Yüreğim ona aşık

Işığın birden belirdiği yerde
Gözlerin değmiş geceleri gözlerime
Emin olsam bile şimdi öleceğime
Bavulunu alıp def olsun yalnızlık

Saat günbatımını geçmiş
Güneş de hiç gelmeyecekmiş artık
Gözlerime bir neşe yerleşmiş
Bir sen parlak ve ruhum aydınlık

Aytaç Özkütük
03.10.2016
20.23
Ankara

22 Eylül 2016 Perşembe

Sonbahar Yaprağı

Bir sonbahar yaprağı gibi
Çok zor tutunuyorum dalıma
Bazen geceleri zifiri karanlıkta
Sevdiklerimin sesi çalınıyor
Rüzgârla kulaklarıma
Ürperiyorum

Sonra ansızın yeni bir rüzgâr…
Ve sapsarı yapraklarla doluyor
Ümitlerime açılan geniş bulvar
Oysa ben sarı bir yaprakmışçasına
Güçsüzleşiyorum sonbaharda
Kuruyorum

Ve biliyorum
Ne o parçası olduğum dalda
Ne o ümit dolu uzun yolda
Tutunabiliyorum

Ve son bir rüzgâr çıkıyor karanlıkta
Sevdiğimin nefesi dudaklarımda
Korkmadan kendimi bırakıyorum
Alabildiğine düşüyor, düşüyorum
Ve nihayet buz kestiğinde toprak kara kışta
Bir daha yeşermeyeceğimi bilerek
Üşüyorum

Aytaç Özkütük
22.09.2016
Ankara
01.27

16 Eylül 2016 Cuma

Küçüklüğümüz

Büyüdükçe çirkinleştik
Bir cüce olsaydık hepimiz
Daha çok sevecektik
Küçücükken yüreklerimiz

Lakin büyüdük
Ve sel gibi akıttığımız yaşlarda
Dev sandığımız aşklarla
Küçüklüğümüzü öldürdük

Oysa hiç büyümeseydik
Dev adamlar basit acılarıyla böbürlenirken
Biz ezilmeyecektik
Ağırlığı altında yükümüzün
Ve kıymetini bilecektik
Küçüklüğümüzün

Aytaç Özkütük
15.09.2016
02.03
Zonguldak

14 Eylül 2016 Çarşamba

Etkisiz

Bir yıldız düşleyin
Hiç parlamayan
Yahut bir bebek
Ağlamayan

Bir aşık düşünün
Sevgisiz, heyecansız
Yahut bir aşk
Yıkıp geçen amansız

Bir şiir yazın sonra
Bolca hisli, kafiyesiz
Ağlayın bağıra çağıra
Arayın, sorun, özleyin
Hepsi bir bir boşuna
Hepsi bir bir etkisiz

Aytaç Özkütük
14.09.2016
20.21
Zonguldak

Korku

Çocukluğumu uyuttuğum
Eski bir kanapenin üzerinde
Uykuya dalabilmek için
Umutlarımı sayıyorum sessizce

Eşyalar çok tanıdık bu gece
Anılarsa silinmiş ve yabancı
Yumuşak çiçekli bir battaniye
Ve omzuma yatan sensizliğimle
Üşüyorum ölesiye
Sen gözlerimdeki kederi
Artık görmüyorsun diye

Çocukluğumu unuttuğum
Eski hayallerin peşinde
Karanlıkta kalmamak için
Sevdalarımı yakıyorum sessizce

Oysa perdeler sıkıca çekilmiş bu gece
Duvarlarsa soğuk ve yabancı
Sokaktan gelen güçsüz bir huzme
Ve hayalet gibi yaklaşan sensizliğimle
Korkuyorum ölesiye
Sen yüreğimdeki ışığı
Tekrar görmeyeceksin diye

Aytaç Özkütük
14.09.2016
00.36
Zonguldak

10 Eylül 2016 Cumartesi

Hayat ve Aşk

Hayat tüm derdine rağmen mesela
Bir kedi görüp de sokakta
Sevmeye çalıştığında başlıyor

Ya da unutmak için gittiğin barda
Hesabı getirdi diye garson
Tebessüm ettiğinde yaşanıyor

Aşk tüm hayata rağmen mesela
Bir çift göze değip de masada
Sevilmeye çalıştığında başlıyor

Ya da kendine verdiğin zararda
Mutluluk arayıp da en son
Acı çektiğinde yaşanıyor

Aytaç Özkütük
10.09.2016
23.05
Ankara

8 Eylül 2016 Perşembe

Seveceğiz, Ağlayacağız (2014)

Dün sevdik, bugün seviyoruz, yarın seveceğiz
Başroller hiç değişmeyecek
Biraz mutluluk, biraz gözyaşı ve elbette biz
Mutluluktan kıpkırmızı kesilecek yüreğimiz
Ve üşümeyecek bundan böyle ellerimiz
Hiçbir zaman alışmayacak
Ağlamaya gözlerimiz
Dün yandık, bugün yanıyoruz, yarın yanacağız
Cehennem ateşi hiç sönmeyecek
Biraz hasret, biraz pişmanlık ve dinmeyen sancımız
Ayrılıkla taş kesilecek yine bağrımız
Belki de sonsuza dek ağlayacağız

Aytaç Özkütük
04.09.2014
12.30
Ankara

Eylül Akşamı (2014)

Hiç bozuşmamışız gibi girdi kapımdan içeri Eylül
Bir kez daha fısıldadı yaşlandığımı
Ve yıllar geçtiğini üzerinden hüznümün
Sen bir Eylül akşamında vurup çıktın kapımı
Hâlâ bir sır gibi saklıyorum hatıralarımı
Mızrap dayanmayan tellerinden gönlümün
Her Eylül akşamında dinliyorum yalnızlığımı
Körük olup yangınıma, harlatıyorum pişmanlığımı
Yıllar önce sevdamı söndürdüğün gün
Hiç dinmemişken ateşim hatta bugün
Belki son bir gözyaşıyla ömrümün
Karşılıyorum bu karanlık Eylül akşamını

Aytaç Özkütük
04.09.2014
19.44
Ankara

Serin bir Ankara Akşamında (2 yıl önceden kalma)

Serin bir Ankara akşamında
Bir elimde küçük bir şemsiye
Yürüdüm Tunalı civarında
Yağmur yağsın istedim
Hayallerim akıp gitsin diye
Her adımda eski bir sevda
Her solukta yeni bir sevgiliye
Rastladım sakin sokaklarda
Kafamı her kaldırışımda gökyüzüne
Yeniden sevmek istedim ölesiye
Serin bir Ankara akşamında
Yıldızlar görünmesin istedim
Duygularım coşmasın diye
Boş suratlar vardı her kaldırımda
Ne bir tebessüm ne bir gaye
Boş boş yürüdüm ben de
Serin bir Ankara akşamında
Bir elimde küçük bir şemsiye
Bir sürü duyguyla yürüdüm kolumda
Yağmur yağsın istedim
Yağan aşkla ıslanayım diye
Serin bir Ankara akşamında
Yeniden sevmek istedim ölesiye

Aytaç Özkütük
08.09.2014
21.12
Ankara

Bir Gün

Bir tıraş bıçağı
Biraz su, biraz yemek
Ütü tahtasında bir gömlek
Uzunca bir yol vardı alacağı
Evden çıkınca yürüyerek

Cevapsız sorularla, hayallerle
Zihninde bir yığın iş
Üzerinde gösteriş
Yüreğinin götürmediği yere
Çok çabuk oluyordu gidiş

Sonra upuzun bir boşluk
Kaybediyordu adeta hayatını
Biraz iş, biraz yemek
Birkaç sahte dostluk
Dönüş yaklaşıyordu giderek

Bir bekleyeni yoktu evinde
Yürürken hızlı adımlarla
Elinden düşmeyen telefon
Bekliyordu beyhude umutlarla
Gelmeyecekti mutlu son

Aytaç Özkütük
08.09.2016
00.07
Ankara

20 Ağustos 2016 Cumartesi

Umutlarım

Siz çocuklarınızı düşünüyorsunuz
Ben umutlarımı
Sizin çocuklarınız büyüyor
Benim umutlarım hiç
Siz gerçeklere gülüyor
Gerçeklere ağlıyorsunuz
Ben, bir çocuk gibi umutlarıma...
Çocuk kalmak büyük sevinç

Aytaç Özkütük
20.08.2016
13.32
Ankara

8 Ağustos 2016 Pazartesi

Işıklı Gemiler

Işıklı gemiler geçiyordu
Falezlerin ardından
Işıklar söndü
Dalgalar kaldı kıyıda
Ufkumu onlar aydınlattılar
Kendi sesim kadar yakından
Göz kapaklarıma vurdular
Bir sevda kadar sonsuz
Bir ömür kadar sonluydular
Işıklar yandı tekrardan
Ve o bembeyaz dalgalar
Bir yoklukta kayboldular

Sanki hiç yanmamıştı ışıklar
Karanlık ve çalkantılı
Uçsuz bucaksız ve korkusuz
Denizde boğuldu aşıklar
Işıklar söndü
Dalgalar kaldı kıyıda
Bir gemi daha yaklaştığında
Aydınlığa gömüldü umutlar
Aşıklar öldü
Işıklar söndü
Çünkü balıklar gibi onlar
Karanlıkta mutluydular

Aytaç Özkütük
08.08.2016
22.11
Ankara

5 Ağustos 2016 Cuma

Boşuna Sensiz Her Şey

Boşuna yağmış yağmurlar senden önce
Ve sen gelip silmişsin gözüme düşen damlaları
Senle geçirdiğim o sıcak yaz akşamları
Güneş soğukluğundan utanmış
Rüzgâr nefesini kıskanmış
Ve toprağa kök salar gibi derince
Yüreğim usul usul yüreğine bağlanmış

Boşuna yazılmış tüm şarkılar senden önce
Ve sen gelip silmişsin acılı mısraları
Senle uyandığım o sessiz sevda sabahları
Nakaratlar tekrar etmekten utanmış
Redifler güzelliğini kıskanmış
Ve meyana çıkar gibi sesim yükseldiğince
Sonsuz sevdan an an dilime dolanmış

Boşuna kurulmuş hayaller senden önce
Ve sen gelip gerçek kılmışsın rüyaları
Uzun bir ölüm uykusundayken senden önce
Gözlerim ansızın açılmış sen gelince
Sen uyandırıp beni ümitsizliğimden
Ve hatta vazgeçmeden benliğimden
Bana hediye edip sahici dünyaları
Kurtarmışsın beni sensizliğimden

Mecaza sığınmadan söylemek gerek bazen
Yaşamamışım sen gelmeden önce
Unutup birdenbire sensiz geçen uzun yılları
Senle hayata döndüm ben tamamen

Aytaç Özkütük
05.08.2016
22.09
Ankara

4 Mart 2016 Cuma

Rakıyla Üzüm

Yalnızlığım olmasaydı kavuşur muydu rakıyla üzüm?
Belki aynı toprakta yetişen aşıklardı onlar
Sonra biri giderken gözyaşı dökmüştü diğeri
Ya da artlarına bakmadan terk edip gitmişlerdi birbirlerini
Şimdi ikisi de pişmanmış gibi burada masamdalar
Ve şu an sadece yalnızlığım sayesinde bir aradalar
Bir fedakârlık yapayım o halde ben onlara şimdi
Ben yalnız olayım; her gece kavuşsun rakıyla üzüm

Aytaç Özkütük
04.03.2016
21.58
Ankara